Ücretsiz Hayat Sigortası
Neden bunca adaletsizliğin içinde yüzüyoruz ve neden bunca bir geçim sıkıntısı içine çekilmiş insanlar?
Neden çok zengin olanda anca yetişiyor cümlesiyle özetlerken hayatını neden gariban olanda aynı söz ile idare eder kendini? Ne alırsan onu harcarsın, ne kazanırsan onu dağıtırsın insanlara ticaret yapıyorsan kazandıkça kazanır kazandıkça ihtiyacının olduğunu da alırsın olmadığını da alırsın. Kendi kendini düşürürsün dar boğaza birikimin canlı paradır yahut da yerin dibine geçesice o varlıkların ancak iktisat ilmini bilmezsen hiç bir şey sana fayda olmaz, mülkün gerçek sahibine adletmezsen kazandıklarını (ben yaptım dersen şayet) hiç bir ilim yada hiç bir bilim çare olamaz dertlerine...
Kimimiz memnun yaptığımız işten hangimiz gütmüyor şu yerle göğün birbirine karışacağı dağların birbiri ile kavuşup her tebaayı insanlığı yok edecek yer kürede gelecek kaygısını, hep aklımızda kimimizin gençliğini çalıyor kimimizin eşini, kimimizin evladını alıyor elinden, kimimizin atasını. Bu ölümün elden alması değil hep bu gelecek kaygısı yüzünden işte siz dersiniz ki malım giderse ne yaparım, karım giderse ne yaparım, ya bu sınavı kazanamazsam ben ne olurum? işsiz kalırsam ne hallere girerim? Ah bu dünyevi tutkular vah bu dünyevi korkular insanı alıp götürüyor uçurumların kenarına yada dayıyor ki başına altıpatlar'ı sonrasında hadi bakalım şimdilik affettim der gibi sizi salıveriyor içindeki labirentlere bizde bir yok olma bizlerde bir acziyet lakin yakıştıramıyoruz kendimize değil mi? hep yapıyoruz onca pisliği, en kolay ve ucuz olan bir borcu ödemek için bile imtina edemiyoruz ya (namaz) hangi kimimizin 3 vakte düşürdüğü kimimizinde haberi dahi olmadığı borçlarımız var ya işte onlardan bahsediyorum, bize yaşama şansı verdiğimizden en ufak bir şüphemiz dahi olmadığı bütün güzellikleri bizlere çok küçük ücretler karşılığında (ibadet) dağıtan o yüceler yücesi tüm hakikatlerin tek gerçeği doğmamış ve doğrulmamış olan Allah zülcelal. Dünyaya dağılmamızı ve bizlere verdiği helal rızıklardan yememizi emrediyor ve sonrasında b nimetler için bana şükredin ibadet edin diyor, güçsüze yardım edin, haksızlığa göz yummayın diyor çünkü en büyük azamet sahibinin (cezalandıranında) kendisi olduğunu tekrar tekrar büyük kitabımızda (kuran-ı kerim) belirtiyor, Açıkça meydan okuduğu ayetlerde var kuran-ı kerim de gücünüz yetiyorsa mushaf'ın bir benzerini yapın diyor. (Hani o peygamberimize şair diyen bedbahtlara, yüzleri yerlerde sürünesi yüz karalarına) Vallahi Peygamberimizin sevdiği her insanı seviyorum, onun beddua ettiği o kötülüklere sahip insanlardan da nefret ediyorum...
Bu aralar çok revaçtadır. Herkes bir eşyasını malını mülkünü sigorta yaptırır, hemde onca para verdiğine acımaz, nasıl olsa beni daha büyük meblağlardan koruyacaktır diye.
Fabrikatör fabrikasına sigorta yaptırır hemde bir tane değil yangın için ayrı soygun için ayrı kaza bela için ayrı ayrı sigorta yaptırır ki başıma bir iş gelirse en az maliyetle kendimi kurtarayım malımı mülkümü garanti altında tutayım diye. Sigortacı da binlerce kişiden aldığı bu meblağlarla zarara uğrayan kişilerin mallarını oluşturduğu havuzdaki para ile döndürürü ve zarara uğrayan mülk sahibinin zararını karşılar ki o ödediği cüzi rakamlar meyvesini versin. Fabrikatör yıllık büyüklüğüne göre (misalen) 10 milyar verir işletmesinin sigorta giderine ancak bir yangında mahvolan işletmesi için 300 milyar alıverir, işletmesindeki tüm ürünleri oranında satmış gibi, adam bahtı açık mutlu oluverir iyiki de yaptırmışız yahu...
Arabası olanda aynıdır değil mi içinde taşındığı aracın sağlam olmasını ve güven altında olmasını ümit eder, bunun için hemen gider bir araç sigortası yaptırır ki bu çok anlaşılırdır, etrafta kimse kimseye saygı duymuyor sen kurallara uysan dahi karşında bir uygunsuz! çıkıveriyor, karşı şeritten senin arabana bodoslama giriveriyor. Sen yıllık ödediğin 1000 tl gibi bir ücret karşılığında aracında çıkan belki 10000 tl lik bir zararı hiç bir şey demeden karşılayıveriyor sigorta acentesi,
Peki bedenimiz bize Allah'tan verilen emanet de nasıl korunuyor değil mi Latin Amerikalı güzel 1.000.000 dolar'a kalçalarını sigortalattı diye haberler çıkıveriyor sürekli ekranlarda, Ebru Hanım gözlerini, Ayfer hanım ellerini ve bacaklarını sigortalatmış siz neden yapmayasınız hemen insan bedenini sigortalayan acentelere koşmamız gerekli çünkü günümüzde her yerden her kişiden zarara, gaspa ve zorbalığa maruz kalma şansımız var vede unutkanız ki kaza geçirme ihtimalimiz de yüksek.
Bu kaygıları çok iyi anlıyorum, bunlar olmazsa olmazlar sigorta güvence demektir ancak ya hayatımızın (ruhumuzun) sigortası nedir diye düşünüyor muyuz?
Malesef bu soruya çoğumuz hayır diyoruz, evet diyenlerimizin çoğuda kendini yada karşısındakini kandırmak için bu cevapta direnmeye devam ediyor. Biz karşımızdaki mutlak güce kendimizi teslim etmediğimiz sürece ruhumuzun ve sonsuz sadete kapı açan bu ücretsiz hizmetten maalesef yararlanamıyoruz. Bunun için ne yapmak gerekli peki bunların acenteleri nerede nasıl kaydolunur ne kadar para ödenir de ruhumuzun ve sonsuz hayatın sigortası yapılabilir. İşte bunun için tek yetkili acente camiilerimiz, bunun yanında evlerimizdekii büyük kitabımız (Kuran-ı Kerim) ve Allah'ın gönderdiği Peygamberler ile bunlara kalben bağlı veliler, mücedditler, Ayetler ve hadisler, külliyatlar, büyük din alimlerinin göz nuru ile kaleme aldıkları neşriyatlar, bunlar hep ruhumuz için yapacağımız sigortanın acenteleri...
Rahman olan allah onca mucizeyi, Onca kemalatı dizivermiş önümüzede biz ona eğmeye utanıyor muyuz başımızı? Vallahi böyleyse helak olmak bize verilecek en güzel ceza ya ancak ona ait olan bu dünyadan ona asi olarak göçtüğümüzde ne hallere girer ruhu ahvaliyemiz bize herşeyi yap diyen o nefs nerelere girer saklanmak için ya şu bedenlerimiz bizlere emanet olan verilen eller, kollar, ayaklar, gözler, kulaklar ne derler? Ne yaparız onlar konuştuklarında ya şu kopasıca dilimiz çürümeye mahkum olması gereken zihinlerimiz? Allahı zikretmekten gayrı her şeyi biliyor, bin bir vecizeler hepsinden ayrı ayrı güzellikler cereyan ediveriyorda inanamıyoruz bazen yaptıklarımıza ben nasıl böyle güzel bir şaheser ortaya çıkarıverdim, birde utanmadan kibirleniveriyoruz kendimizle, dahi hacetimizi dahi tutamazken dünyanın en'i yerine koyuveriyoruz kendimizi, göklere kanatlandırıyor yada kanatlandırılıyoruz, şu aşağılık bedenlerimizi, günaha koşan ayaklarımıza, günaha yapışan ellerimize, günahla açılıp kapanan gözlerimize, günaha batmış zihinlerimize ne kadar daha zulmedecek ve ne kadar daha Allah'ın verdiklerine yüzümüzü onun nurunu taşıyan tüm azalarımızla nasıl çıkacağız karşısına...
Demeyecek mi bize bunca malınızı, mülkünüzü, yok olacak çürüyecek olan her şey gibi fani bedenlerinizi garanti altına almaya verdiğiniz uğraşı çok daha basit çok daha garantili çok daha makul olan ruhlarınızı neden amade etmediniz bana neden istemediniz benim sonsuz mağfiretimi? Ya ölümde aklınıza geldim, yahut korkularınızda, ya dara düştüğünüzde hatırlandım, yada ümitsizliğe kapıldığınızda, der ise söylerse Rahman (bilmem bizi kaale mi alır bunca üçkağıtla dolu yaşamımızda) ne yapacağız ne edeceğiz de bunca basit şeylerden dolayı yerin dibine girmekten kurtaracağız kendimizi. Yalan öğreniyoruz, yalan konuşuyoruz, önünden güldüğümüz adamın arkasından vuruyoruz. Allah neyi yapmayın diyorsa zıttını yapıyor eşkare onamı tersleniyoruz. Süte sut katanlar bizimkiler değil mi?, Meyvenin iyisini üste kötüsünü saklaya saklaya alta dizip sonra tezgahın arkasından kötülerini atan gözümüzün içine baka baka bizleri kandıran yine bizler değil miyiz?
3 kuruşluk dünya malına meyledip sonsuz alemimizi mahfederken birde ne kadar karlı alışveriş yaptık diyen (enayi)ler yada akıl(dan yoksun ahmaklar) eden bizler değil miyiz?
Sigortanızı yaptırın evet hemde en iyisiyle evinizi arabanızı bedenlerinizi sigortalattırın çünkü aciziz, tek başımıza hiç birşey yapamayız, zaten Rahim olan Allahta birlikte olmamızı istiyor hep ancak Ruhani değerlerinizi de sigortalatmayı unutmayın Kuran-ı sadece mukaddes gecelerde değil o alınlarınızı sadece bayramlarda değil yükümlüsü olduğunuz her vakit okuyun yükümlüsü olduğunuz her zaman başlarınızı (başlarımızı) Allaha sakınmadan eğin teslim olalım ki en büyük olana başka kendini büyük sananlara eğmeyelim başlarımızı, O mübark nuru barından silüetimiz değmesin yere maksadı allah olmadıkça...
Rabbim kalplerimizden sevgisini ve rahmetini hiç bir zaman esirgemesin amin...
Neden çok zengin olanda anca yetişiyor cümlesiyle özetlerken hayatını neden gariban olanda aynı söz ile idare eder kendini? Ne alırsan onu harcarsın, ne kazanırsan onu dağıtırsın insanlara ticaret yapıyorsan kazandıkça kazanır kazandıkça ihtiyacının olduğunu da alırsın olmadığını da alırsın. Kendi kendini düşürürsün dar boğaza birikimin canlı paradır yahut da yerin dibine geçesice o varlıkların ancak iktisat ilmini bilmezsen hiç bir şey sana fayda olmaz, mülkün gerçek sahibine adletmezsen kazandıklarını (ben yaptım dersen şayet) hiç bir ilim yada hiç bir bilim çare olamaz dertlerine...
Kimimiz memnun yaptığımız işten hangimiz gütmüyor şu yerle göğün birbirine karışacağı dağların birbiri ile kavuşup her tebaayı insanlığı yok edecek yer kürede gelecek kaygısını, hep aklımızda kimimizin gençliğini çalıyor kimimizin eşini, kimimizin evladını alıyor elinden, kimimizin atasını. Bu ölümün elden alması değil hep bu gelecek kaygısı yüzünden işte siz dersiniz ki malım giderse ne yaparım, karım giderse ne yaparım, ya bu sınavı kazanamazsam ben ne olurum? işsiz kalırsam ne hallere girerim? Ah bu dünyevi tutkular vah bu dünyevi korkular insanı alıp götürüyor uçurumların kenarına yada dayıyor ki başına altıpatlar'ı sonrasında hadi bakalım şimdilik affettim der gibi sizi salıveriyor içindeki labirentlere bizde bir yok olma bizlerde bir acziyet lakin yakıştıramıyoruz kendimize değil mi? hep yapıyoruz onca pisliği, en kolay ve ucuz olan bir borcu ödemek için bile imtina edemiyoruz ya (namaz) hangi kimimizin 3 vakte düşürdüğü kimimizinde haberi dahi olmadığı borçlarımız var ya işte onlardan bahsediyorum, bize yaşama şansı verdiğimizden en ufak bir şüphemiz dahi olmadığı bütün güzellikleri bizlere çok küçük ücretler karşılığında (ibadet) dağıtan o yüceler yücesi tüm hakikatlerin tek gerçeği doğmamış ve doğrulmamış olan Allah zülcelal. Dünyaya dağılmamızı ve bizlere verdiği helal rızıklardan yememizi emrediyor ve sonrasında b nimetler için bana şükredin ibadet edin diyor, güçsüze yardım edin, haksızlığa göz yummayın diyor çünkü en büyük azamet sahibinin (cezalandıranında) kendisi olduğunu tekrar tekrar büyük kitabımızda (kuran-ı kerim) belirtiyor, Açıkça meydan okuduğu ayetlerde var kuran-ı kerim de gücünüz yetiyorsa mushaf'ın bir benzerini yapın diyor. (Hani o peygamberimize şair diyen bedbahtlara, yüzleri yerlerde sürünesi yüz karalarına) Vallahi Peygamberimizin sevdiği her insanı seviyorum, onun beddua ettiği o kötülüklere sahip insanlardan da nefret ediyorum...
Bu aralar çok revaçtadır. Herkes bir eşyasını malını mülkünü sigorta yaptırır, hemde onca para verdiğine acımaz, nasıl olsa beni daha büyük meblağlardan koruyacaktır diye.
Fabrikatör fabrikasına sigorta yaptırır hemde bir tane değil yangın için ayrı soygun için ayrı kaza bela için ayrı ayrı sigorta yaptırır ki başıma bir iş gelirse en az maliyetle kendimi kurtarayım malımı mülkümü garanti altında tutayım diye. Sigortacı da binlerce kişiden aldığı bu meblağlarla zarara uğrayan kişilerin mallarını oluşturduğu havuzdaki para ile döndürürü ve zarara uğrayan mülk sahibinin zararını karşılar ki o ödediği cüzi rakamlar meyvesini versin. Fabrikatör yıllık büyüklüğüne göre (misalen) 10 milyar verir işletmesinin sigorta giderine ancak bir yangında mahvolan işletmesi için 300 milyar alıverir, işletmesindeki tüm ürünleri oranında satmış gibi, adam bahtı açık mutlu oluverir iyiki de yaptırmışız yahu...
Arabası olanda aynıdır değil mi içinde taşındığı aracın sağlam olmasını ve güven altında olmasını ümit eder, bunun için hemen gider bir araç sigortası yaptırır ki bu çok anlaşılırdır, etrafta kimse kimseye saygı duymuyor sen kurallara uysan dahi karşında bir uygunsuz! çıkıveriyor, karşı şeritten senin arabana bodoslama giriveriyor. Sen yıllık ödediğin 1000 tl gibi bir ücret karşılığında aracında çıkan belki 10000 tl lik bir zararı hiç bir şey demeden karşılayıveriyor sigorta acentesi,
Peki bedenimiz bize Allah'tan verilen emanet de nasıl korunuyor değil mi Latin Amerikalı güzel 1.000.000 dolar'a kalçalarını sigortalattı diye haberler çıkıveriyor sürekli ekranlarda, Ebru Hanım gözlerini, Ayfer hanım ellerini ve bacaklarını sigortalatmış siz neden yapmayasınız hemen insan bedenini sigortalayan acentelere koşmamız gerekli çünkü günümüzde her yerden her kişiden zarara, gaspa ve zorbalığa maruz kalma şansımız var vede unutkanız ki kaza geçirme ihtimalimiz de yüksek.
Bu kaygıları çok iyi anlıyorum, bunlar olmazsa olmazlar sigorta güvence demektir ancak ya hayatımızın (ruhumuzun) sigortası nedir diye düşünüyor muyuz?
Malesef bu soruya çoğumuz hayır diyoruz, evet diyenlerimizin çoğuda kendini yada karşısındakini kandırmak için bu cevapta direnmeye devam ediyor. Biz karşımızdaki mutlak güce kendimizi teslim etmediğimiz sürece ruhumuzun ve sonsuz sadete kapı açan bu ücretsiz hizmetten maalesef yararlanamıyoruz. Bunun için ne yapmak gerekli peki bunların acenteleri nerede nasıl kaydolunur ne kadar para ödenir de ruhumuzun ve sonsuz hayatın sigortası yapılabilir. İşte bunun için tek yetkili acente camiilerimiz, bunun yanında evlerimizdekii büyük kitabımız (Kuran-ı Kerim) ve Allah'ın gönderdiği Peygamberler ile bunlara kalben bağlı veliler, mücedditler, Ayetler ve hadisler, külliyatlar, büyük din alimlerinin göz nuru ile kaleme aldıkları neşriyatlar, bunlar hep ruhumuz için yapacağımız sigortanın acenteleri...
Rahman olan allah onca mucizeyi, Onca kemalatı dizivermiş önümüzede biz ona eğmeye utanıyor muyuz başımızı? Vallahi böyleyse helak olmak bize verilecek en güzel ceza ya ancak ona ait olan bu dünyadan ona asi olarak göçtüğümüzde ne hallere girer ruhu ahvaliyemiz bize herşeyi yap diyen o nefs nerelere girer saklanmak için ya şu bedenlerimiz bizlere emanet olan verilen eller, kollar, ayaklar, gözler, kulaklar ne derler? Ne yaparız onlar konuştuklarında ya şu kopasıca dilimiz çürümeye mahkum olması gereken zihinlerimiz? Allahı zikretmekten gayrı her şeyi biliyor, bin bir vecizeler hepsinden ayrı ayrı güzellikler cereyan ediveriyorda inanamıyoruz bazen yaptıklarımıza ben nasıl böyle güzel bir şaheser ortaya çıkarıverdim, birde utanmadan kibirleniveriyoruz kendimizle, dahi hacetimizi dahi tutamazken dünyanın en'i yerine koyuveriyoruz kendimizi, göklere kanatlandırıyor yada kanatlandırılıyoruz, şu aşağılık bedenlerimizi, günaha koşan ayaklarımıza, günaha yapışan ellerimize, günahla açılıp kapanan gözlerimize, günaha batmış zihinlerimize ne kadar daha zulmedecek ve ne kadar daha Allah'ın verdiklerine yüzümüzü onun nurunu taşıyan tüm azalarımızla nasıl çıkacağız karşısına...
Demeyecek mi bize bunca malınızı, mülkünüzü, yok olacak çürüyecek olan her şey gibi fani bedenlerinizi garanti altına almaya verdiğiniz uğraşı çok daha basit çok daha garantili çok daha makul olan ruhlarınızı neden amade etmediniz bana neden istemediniz benim sonsuz mağfiretimi? Ya ölümde aklınıza geldim, yahut korkularınızda, ya dara düştüğünüzde hatırlandım, yada ümitsizliğe kapıldığınızda, der ise söylerse Rahman (bilmem bizi kaale mi alır bunca üçkağıtla dolu yaşamımızda) ne yapacağız ne edeceğiz de bunca basit şeylerden dolayı yerin dibine girmekten kurtaracağız kendimizi. Yalan öğreniyoruz, yalan konuşuyoruz, önünden güldüğümüz adamın arkasından vuruyoruz. Allah neyi yapmayın diyorsa zıttını yapıyor eşkare onamı tersleniyoruz. Süte sut katanlar bizimkiler değil mi?, Meyvenin iyisini üste kötüsünü saklaya saklaya alta dizip sonra tezgahın arkasından kötülerini atan gözümüzün içine baka baka bizleri kandıran yine bizler değil miyiz?
3 kuruşluk dünya malına meyledip sonsuz alemimizi mahfederken birde ne kadar karlı alışveriş yaptık diyen (enayi)ler yada akıl(dan yoksun ahmaklar) eden bizler değil miyiz?
Sigortanızı yaptırın evet hemde en iyisiyle evinizi arabanızı bedenlerinizi sigortalattırın çünkü aciziz, tek başımıza hiç birşey yapamayız, zaten Rahim olan Allahta birlikte olmamızı istiyor hep ancak Ruhani değerlerinizi de sigortalatmayı unutmayın Kuran-ı sadece mukaddes gecelerde değil o alınlarınızı sadece bayramlarda değil yükümlüsü olduğunuz her vakit okuyun yükümlüsü olduğunuz her zaman başlarınızı (başlarımızı) Allaha sakınmadan eğin teslim olalım ki en büyük olana başka kendini büyük sananlara eğmeyelim başlarımızı, O mübark nuru barından silüetimiz değmesin yere maksadı allah olmadıkça...
Rabbim kalplerimizden sevgisini ve rahmetini hiç bir zaman esirgemesin amin...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler