Adalet, Eşitlik ve Bunlar üzerine küçük bir atışma
Selamlar, yazıya başlamadan önce Kuran-ı Kerim üzerinden konu ile alakalı bir kaç ayet ve günümüzdeki adalet ve eşitlik kavramlarının tanımını yaparak konuya giriş yapmayı istiyorum. Kusurlar bizden güzellikler Sadece Allahtandır. (Nisa Suresi 79. ayetten çıkarım yapılarak alıntılanmış bir söz B.S.N.)
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla...
Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Adalet: Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme
Eşitlik: İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavilik, müsavat, muadelet, Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumu
Geçtiğimiz günlerde çevremde sevdiğim insanlardan bazıları ile bu konu üzerine biraz tartışma yaşadık. Tartışmanın ilk zamanlarında muhatabım ile yeni tanışıyor olmamız sebebiyle elbette biraz gerilmiştim, ancak sonrasında konuyu kendi zihin dünyamda incelemeye karar verdim. Konudan uzak olmamanız için sizlere de biraz konudan bahsetmem gerekecek sanırım
Konu: Soru adalet ile ilgili bir kavramdan yola çıktı.
Muhatabımın ilk sorusu: Dünya'da adalet var mıdır?
Muhatabıma Cevabım: Mutlak adaletten bahsetmemiz mümkün olamaz, ancak adalet elbette nisbi ölçülerde dünyada bulunmaktadır. Ancak bu nisbilikte insanların zaafına göre şekil alan bir ölçekte yer almaktadır. Adaleti arayan yada Adaleti sunan mecralarda Ölçek yerine koyduğumuz şeyler (yazılı hukuk, örf, adet ve değerleri barındıran olgular ile birlikte susmayan tek hakimimiz olan vicdan) ne kadar pasifse, ne kadar adamına göre oynuyorsa terazi o kadar kayırmacılığa doğru döneceği için nisbi adalet maahaza en alt seviyeye inecektir.
Ancak sebepler dünyasında yaşıyor olmamız ve bu mecrada her şeyin zıddıyla bilindiği bir mekanda mutlak adalet dünyada olmadığını belirttiğimiz gibi mutlak bir adaletsizlikten de söz etmemiz mümkün olamaz,
S- Peki tam adalet nerede sağlanır?
C- Tam adalete bizim inancımıza göre ahirette verilecektir. Kuran-ı Kerimde bu konuyla ilgili başka ayetler bulunabileceği gibi örnek olarak Hac suresi 69. ayet-i kerimeyi burada nakledebiliriz.
Rahman ve Rahim olan Allah 'ın Adıyla
Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda kıyamet günü Allah aranızda hüküm verecektir.
Adalet ve adaletsizlik üzerine dünyalar durdukça devam edecek bir olgu gibi görülüyor, ülkemizde de yaşadığımız olaylar bizlere gösteriyor ki 50 yıl önce yaşanmış bir olay "vatan hainliği" gibi görünürken 50 yıl sonra bu duruş "vatan şairliğine" dönüşebiliyor.
Bir çok örneğini görebileceğiniz gibi en yakın karşılaştığımız hadise Nazım Hikmet 'te kendini gösteriyor. Vatan hainliğiyle suçlanıp adaletin cefalı kollarına (hapishanelere) bırakılan bir şair devrinden yıllar sonra Adalet Bakanımız nezdinde Rusyada bulunan mezarı ülkemize getirilmek istenmişti.
Ya da ömrünün 3 te birini (28 yıla yakın) hapiste geçiren Bediüzzaman'ın yasaklanan, toplatılan, onu sevdiğini söyleyenlerin derdest edildiği 60 lı yıllardan sonra bu gün her yerde büyük şahsiyetinden söz etmeye davasındaki metin duruşuna hayretşan durarak takdirler etmeye başladık.
Bu yüzden tam adaletten bahsetmemiz asla mümkün olamıyor. Bu gün adalet dediğimiz olay yıllar sonra adalet ettik diyenlere, zulmettiniz diyebiliyoruz.
Bu nedenle tam adaletin hakları yerle yeksan edilen mazlumların ahının arşı alayı titretir dediğimiz arşın ve arzın sahibi Allah'ın izni keremiyle ahiret tarlasında gerçekleşebileceğine iman ediyoruz. Bu sözlerimi Asrı saadeti ve insanlığın asrı saadeti farklı zamanlarda yaşayışlarının dışında olarak söylüyorum.
Bu gün Avrupa yada Amerikanın insan haklarına ve adalete hüküm ferma müthiş saygısıyla dünya'da söz sahibi eserlerin yapımına olanak sağladığını süper fikirlerin bu fikri özgürlükler diyarına giderek oraları şenlendirdiğini hep birlikte yaşıyoruz, tam adaleti görmemiz buralarda da mümkün olmadığını bazı iki yüzlü kararlarıyla defaatle biz Müslüman ülkelerine gösteriyorlar ancak bu konularda Müslüman dünyasından ne kadar ileride olduklarını göz ardı etmiyoruz.
Belki bu konu çok su götürür ancak, yazmak için zamanım biraz dar olduğu için bazı konuları özet olarak vermek daha iyi olacaktır. Dünya 'da herkes gibi iki çeşit insan olduğuna inanıyoruz, İyi insan ve kötü insan, bu iyilikler sırasında bazı zamanlar iyi bir adamın kötü bir sözünü işitebileceğimiz gibi kötü bir adamında iyi bir sözünü işitebiliyoruz. Diğer bir husus ise bir nesneyi, bir olayı, hatta bir insanı iyi yada kötü olarak ayırabilmemiz için belli başlı kriterlerimiz olması gerekli, biz Kuranın ayetleriyle bu hükümlere varmaya çalışırken, Başkaları da başka değerleri yada değer verdiği kişilerin sözlerine göre bu hükümlere varabiliyor.
İçimizde binlerce yıldır beraber yaşadığımız kardeş topluluklarımız olmasına rağmen neden bu denli birbirimizi ötekileştirmeye çalışıyoruz, insan aklı almıyor bir yere sığdıramıyor, insanız biz, insan olmalıyız ki aynı yerde aynı alanda aynı topraklarda beraber yaşamak zorundayız, farklılıklarımız bize Allah'ın bir lütfu, oysa biz karşı düşünceyi hemen yok etmeye programlanmış gibi davranıyoruz.
Allah (c.c.) ayetlerde şeytan sizin apaçık düşmanınızdır, diyor. O zaman neden kinimizi, öfkemizi, düşmanlığımızı şeytana yöneltmiyoruz, neden Allah (c.c.) kendisini tanımamız için verdiği hasletleri, Allahın ve inananların lanetine uğramış olan şeytanın yararına kullanıyoruz düşünmemiz ve buna göre hareket etmemiz, hem bizim hem insanlığın sahili selameti için gerçekten önemli bir mevzu olduğunu bizlere gösteriyor.
Ben insanları seviyorum, kötülük yapanlara yollarından dönmesi için dua ediyorum. İyilik yapanlara Allah'ın selamını gönderiyorum. İyilik hep kalplerinizde olsun, bu dönemde o kadar çok merhamete iyiliğe ihtiyacımız varki birbirinin ikamesi olsa hava ve ziya dan daha çok muhtacız...
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla...
Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Adalet: Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme
Eşitlik: İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavilik, müsavat, muadelet, Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumu
Geçtiğimiz günlerde çevremde sevdiğim insanlardan bazıları ile bu konu üzerine biraz tartışma yaşadık. Tartışmanın ilk zamanlarında muhatabım ile yeni tanışıyor olmamız sebebiyle elbette biraz gerilmiştim, ancak sonrasında konuyu kendi zihin dünyamda incelemeye karar verdim. Konudan uzak olmamanız için sizlere de biraz konudan bahsetmem gerekecek sanırım
Konu: Soru adalet ile ilgili bir kavramdan yola çıktı.
Muhatabımın ilk sorusu: Dünya'da adalet var mıdır?
Muhatabıma Cevabım: Mutlak adaletten bahsetmemiz mümkün olamaz, ancak adalet elbette nisbi ölçülerde dünyada bulunmaktadır. Ancak bu nisbilikte insanların zaafına göre şekil alan bir ölçekte yer almaktadır. Adaleti arayan yada Adaleti sunan mecralarda Ölçek yerine koyduğumuz şeyler (yazılı hukuk, örf, adet ve değerleri barındıran olgular ile birlikte susmayan tek hakimimiz olan vicdan) ne kadar pasifse, ne kadar adamına göre oynuyorsa terazi o kadar kayırmacılığa doğru döneceği için nisbi adalet maahaza en alt seviyeye inecektir.
Ancak sebepler dünyasında yaşıyor olmamız ve bu mecrada her şeyin zıddıyla bilindiği bir mekanda mutlak adalet dünyada olmadığını belirttiğimiz gibi mutlak bir adaletsizlikten de söz etmemiz mümkün olamaz,
S- Peki tam adalet nerede sağlanır?
C- Tam adalete bizim inancımıza göre ahirette verilecektir. Kuran-ı Kerimde bu konuyla ilgili başka ayetler bulunabileceği gibi örnek olarak Hac suresi 69. ayet-i kerimeyi burada nakledebiliriz.
Rahman ve Rahim olan Allah 'ın Adıyla
Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda kıyamet günü Allah aranızda hüküm verecektir.
Adalet ve adaletsizlik üzerine dünyalar durdukça devam edecek bir olgu gibi görülüyor, ülkemizde de yaşadığımız olaylar bizlere gösteriyor ki 50 yıl önce yaşanmış bir olay "vatan hainliği" gibi görünürken 50 yıl sonra bu duruş "vatan şairliğine" dönüşebiliyor.
Bir çok örneğini görebileceğiniz gibi en yakın karşılaştığımız hadise Nazım Hikmet 'te kendini gösteriyor. Vatan hainliğiyle suçlanıp adaletin cefalı kollarına (hapishanelere) bırakılan bir şair devrinden yıllar sonra Adalet Bakanımız nezdinde Rusyada bulunan mezarı ülkemize getirilmek istenmişti.
Ya da ömrünün 3 te birini (28 yıla yakın) hapiste geçiren Bediüzzaman'ın yasaklanan, toplatılan, onu sevdiğini söyleyenlerin derdest edildiği 60 lı yıllardan sonra bu gün her yerde büyük şahsiyetinden söz etmeye davasındaki metin duruşuna hayretşan durarak takdirler etmeye başladık.
Bu yüzden tam adaletten bahsetmemiz asla mümkün olamıyor. Bu gün adalet dediğimiz olay yıllar sonra adalet ettik diyenlere, zulmettiniz diyebiliyoruz.
Bu nedenle tam adaletin hakları yerle yeksan edilen mazlumların ahının arşı alayı titretir dediğimiz arşın ve arzın sahibi Allah'ın izni keremiyle ahiret tarlasında gerçekleşebileceğine iman ediyoruz. Bu sözlerimi Asrı saadeti ve insanlığın asrı saadeti farklı zamanlarda yaşayışlarının dışında olarak söylüyorum.
Bu gün Avrupa yada Amerikanın insan haklarına ve adalete hüküm ferma müthiş saygısıyla dünya'da söz sahibi eserlerin yapımına olanak sağladığını süper fikirlerin bu fikri özgürlükler diyarına giderek oraları şenlendirdiğini hep birlikte yaşıyoruz, tam adaleti görmemiz buralarda da mümkün olmadığını bazı iki yüzlü kararlarıyla defaatle biz Müslüman ülkelerine gösteriyorlar ancak bu konularda Müslüman dünyasından ne kadar ileride olduklarını göz ardı etmiyoruz.
Belki bu konu çok su götürür ancak, yazmak için zamanım biraz dar olduğu için bazı konuları özet olarak vermek daha iyi olacaktır. Dünya 'da herkes gibi iki çeşit insan olduğuna inanıyoruz, İyi insan ve kötü insan, bu iyilikler sırasında bazı zamanlar iyi bir adamın kötü bir sözünü işitebileceğimiz gibi kötü bir adamında iyi bir sözünü işitebiliyoruz. Diğer bir husus ise bir nesneyi, bir olayı, hatta bir insanı iyi yada kötü olarak ayırabilmemiz için belli başlı kriterlerimiz olması gerekli, biz Kuranın ayetleriyle bu hükümlere varmaya çalışırken, Başkaları da başka değerleri yada değer verdiği kişilerin sözlerine göre bu hükümlere varabiliyor.
İçimizde binlerce yıldır beraber yaşadığımız kardeş topluluklarımız olmasına rağmen neden bu denli birbirimizi ötekileştirmeye çalışıyoruz, insan aklı almıyor bir yere sığdıramıyor, insanız biz, insan olmalıyız ki aynı yerde aynı alanda aynı topraklarda beraber yaşamak zorundayız, farklılıklarımız bize Allah'ın bir lütfu, oysa biz karşı düşünceyi hemen yok etmeye programlanmış gibi davranıyoruz.
Allah (c.c.) ayetlerde şeytan sizin apaçık düşmanınızdır, diyor. O zaman neden kinimizi, öfkemizi, düşmanlığımızı şeytana yöneltmiyoruz, neden Allah (c.c.) kendisini tanımamız için verdiği hasletleri, Allahın ve inananların lanetine uğramış olan şeytanın yararına kullanıyoruz düşünmemiz ve buna göre hareket etmemiz, hem bizim hem insanlığın sahili selameti için gerçekten önemli bir mevzu olduğunu bizlere gösteriyor.
Ben insanları seviyorum, kötülük yapanlara yollarından dönmesi için dua ediyorum. İyilik yapanlara Allah'ın selamını gönderiyorum. İyilik hep kalplerinizde olsun, bu dönemde o kadar çok merhamete iyiliğe ihtiyacımız varki birbirinin ikamesi olsa hava ve ziya dan daha çok muhtacız...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler